aofnotlarim
  Vergi Hukuku 2 Kısım
 

A.MALİ NİTELİKLİ SUÇ VE CEZALAR
Bu suçlar vergi hukuku anlamında suçlardır. Suç işleyenlere verilen cezalar, para cezası şeklinde verilmektedir. Bu tür cezalarda cezayı veren mercii vergi idaresidir.
1.VERGİ ZİYAI SUÇU VE CEZASI
Vergi ziyaı vergi kaybı anlamına gelmektedir. Vergi ziyaı; “Mükellef veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi ya da eksik yerine getirmesi nedeni ile verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesidir” (VUK m.344). Eğer mükellef, ikmalen, resen veya idarece tarhiyata yol açmışsa, vergiyi zamanında tahakkuk ettirmemiş veya eksik tahakkuk ettirmiş olur. O halde beyana dayanan tarhiyatın dışında, yapılan ikmalen, resen ve idarece tarhiyatın vergi ziyaına yol açtığı söylenebilir.
Devleti vergi kabına uğratan mükelleften, verginin aslının yanında ayrıca bu kayıptan dolayı bir de ceza alınır. Alınan bu cezanın adı vergi ziyaı cezasıdır. Vergi ziyaı cezası, devleti vergi kaybına uğratmaları nedeniyle vergi ziyaı suçu işleyenlere verilmektedir.
Vergi ziyaı cezasının miktarı; ziya uğratılan verginin bir katı vergi ziyaı cezası olarak kesilir(VUK m.344). Vergi ziyaı cezası şöyle formüle edilebilir;
Vergi Ziyaı Cezası = (Ziyaa Uğratılan Vergi X 1)
2.USULSÜZLÜK SUÇLARI VE CEZASI
Usulsüzlük suçları, vergi kanunlarının şekle ve usule ilişkin hükümlerine uyulmamasıdır. Usulsüzlük cezalarında henüz bir vergi kaybı söz konusu değildir. Vergi kaybı tehlikesi vardır. VUK’ a göre öngörülen usulsüzlük suç ve cezaları;
• Birinci Derecede Usulsüzlük
• İkinci Derecede Usulsüzlük
• Özel Usulsüzlük Suçu ve Cezalarıdır.
2.1. Birinci Derecede Usulsüzlükler
Birinci derecede usulsüzlükler, ikinci derecede usulsüzlüklere göre daha ağır suçlardır. Bu suçlar eğer resen tarhiyatı gerektirirse, iki kat usulsüzlük cezası verilmektedir. Birinci derecede usulsüzlük suçları kanunda aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir(VUK m.352);
1. Vergi ve harç beyannamelerinin süresinde verilmemiş olması;
2. Bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerden herhangi birinin tutulmamış olması;
3. Defter kayıtlarının ve bunlarla ilgili vesikaların doğru bir vergi incelemesi yapılmasına imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz veya karışık olması;
4. Çiftçiler tarafından 245'inci madde hükmüne göre muhtar ve ihtiyar heyetlerince yapılan davete müddetinde icabet edilmemesi;
5. Bu kanunun kayıt nizamına ait hükümlerine uyulmamış olması
6. İşe başlamanın zamanında bildirilmemesi;
7. Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin yaptırılmamış olması
8. “Diğer ücretler” üzerinden salınan Gelir Vergisinde, tarh zamanı geçtiği halde verginin tarh ettirilmemiş olması;
9. Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin 342'nci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen süre içerisinde verilmiş olması.
10. Birinci derecede usulsüzlük suçu işleyenlere verilecek cezalar; kanunda mükellef grupları itibariyle ayrı ayrı olarak belirlenmiştir.
2.2. İkinci Derecede Usulsüzlükler
İkinci derecede usulsüzlükler, birinci derecede usulsüzlüklere göre daha hafif suçlardır. Bu suçlar eğer resen tarhiyatı gerektirirse, iki kat usulsüzlük cezası verilmektedir. İkinci derecede usulsüzlük suçları kanunda aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir(VUK m.352);
1. Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamelerinin süresinin sonundan başlayarak, 15 gün içinde verilmiş olması
2. Ekim ve sayım beyanlarının süresi içinde veya kanunda istenilen bilgileri ihtiva edecek doğru bir şekilde yapılmaması;
3. Vergi kanunlarında yazılı bildirmelerin zamanında yapılmamış olması (işe başlamayı bildirmek hariç);
4. Vergi karnesinin süresinin sonundan başlayarak 15 gün geçtiği halde alınmamış olması;
5. Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin, süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması;
6. Vergi beyannameleri, bildirimler, evrak ve vesikaların kanunen belli şekil ve muhteviyatı ve ekleri ile bunlarla ilgili olarak yapılan diğer düzenlemelere ilişkin hükümlere uyulmamış olması;
7. Hesap veya muamelelerin doğruluk veya açıklığını bozmamak şartiyle bazı evrak ve vesikaların bulunmaması veya ibraz edilmemesi.
2.3. Özel Usulsüzlükler
Özel usulsüzlük suçları ve cezaları, suçun türüne göre başlıklar halinde belirlenmiştir. Bunlar aşağıda maddeler halinde sıralanacaktır.
Fatura v.b. evrakın verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması halinde kesilecek özel usulsüzlük cezaları (VUK m.353-a);
i.Fatura, vb. evrakın verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek tutardan farklı tutarlara yer verilmesi .
ii.Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesinin düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin veya gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde
iii.Maliye Bakanlığınca düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin; düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin veya gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde
iii.Günlük kasa defteri, günlük perakende satış ve hâsılat defteri ile Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilen defterlerin; işyerinde bulundurulmaması, bu defterlere yazılması gereken işlemlerin günü gününe deftere kayıt edilmemesi veya yoklama ve incelemeye yetkili olanlara istendiğinde ibraz edilmemesi halleri ve vergi levhası bulundurmama
iv. Muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve malî tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uymama
v. Vergi numarası almadan işlem yapmak
vi.Belge basımı ile ilgili bildirim görevini tamamen veya kısmen yerine getirmeyen matbaa işletmecilerine
vii.Kanun uyarınca işlemlerinde vergi kimlik numarası kullanma zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlardan yaptıkları işlemlere ilişkin bildirimleri Maliye Bakanlığının belirleyeceği standartlarda ve zamanında yerine getirmeyenlere
viii.Maliye Bakanlığının özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen durdurmayan aracın sahibine
Bilgi vermekten çekinme de özel usulsüzlük cezasını gerektirir (Mükerrer 355)
Ayrıca VUk’un 355 ve 356. maddesinde damga pulların usulüne uygun olarak iptal edilmemesi durumunda özel usulsüzlük cezası verileceği ifade edilmiştir. Pul yapıştırma yöntemiyle damga vergisi ödemesi kaldırıldığı için bunlara ayrıca değinilmeyecektir.
3. TEKERRÜR
İşlenen bir suçun belirli bir süre içinde tekrar işlenmesi tekerrür suçu olarak adlandırılır . Tekerrür durumunda tekrar işlenen suç için verilen ceza artırılır. Tekerrür suçu sadece vergi ziyaı ve usulsüzlük cezaları için öngörülmüştür. Buna göre (VUK m.339);
i. Vergi ziyaında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen yılın başından itibaren 5 yıl içinde tekrar işlenirse %50 oranında fazla ceza kesilir.
ii. Usulsüzlüklerde cezanın kesinleştiği tarihi izleyen yılın başından itibaren 2 yıl içinde tekrar işlenirse %25 oranında artırılır.
B.HÜRRİYETİ BAĞLAYICI SUÇ VE CEZALAR
1.KAÇAKÇILIK
Kaçakçılık suçu, mükellefin vergi kanunlarını ihlal ederek vergi yükünden kurtulmalarıdır. Kaçakçılık suçunda; suçu işleyen ister kusurlu ister kusursuz olsun ceza kesilir. VUK’un 359.maddesinde kaçakçılık suçuna yol açan haller ve verilecek cezalar belirtilmiştir. Kaçakçılık suçuna yol açan fiiller için ; “6 aydan 3 yıla kadar hapis gerektiren fiiller” ve “18 aydan üç yıla kadar hapis cezası gerektiren fiiller” şeklinde ikili bir tasnif yapılmıştır.
1.1.Kaçakçılık Suçlarının Tasnifi
Kaçakçılık suçuna yol açan fiiller için ; “6 aydan 3 yıla kadar hapis gerektiren fiiller” ve “18 aydan üç yıla kadar hapis cezası gerektiren fiiller” şeklinde ikili bir tasnif yapılmıştır(VUK m.359).
İ) 6 Aydan 3 Yıla Kadar Hapis Gerektiren Fiiller
Bu kapsamdaki fiiller (VUK m.359);
 Defter ve
Þ kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapmak
 Gerçek olmayan veya işlemle
Þ ilgisiz olan ada hesap açmak,
 Hesap ve işlemleri vergi matrahını azaltacak
Þ şekilde başka defter, belge veya kayıt ortamlarında izlemek
 Defter kayıt ve
Þ belgeleri tahrif etmek veya gizlemek,
 Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı
Þ belge düzenlemek veya kullanmaktır.
ii) 18 Aydan Üç Yıla Kadar Hapis Cezası Gerektiren Fiiller
Bu kapsamdaki fiiller (VUK m.359);
 Defter, kayıt ve
Þ belgeleri yok etmek,
 Defter sayfaları yerine başka sayfa koymak,
Þ
Þ Sahte belge düzenlemek veya kullanmak,
 Yetkisiz olarak belge basmak veya
Þ kullanmaktır..
1.3.Kaçakçılık Cezası ve Cezanın Verilmesi
Kaçakçılık suçu işleyenlere kaçakçılık cezası verilmektedir(VUK m.359). Eğer verilen kaçakçılık cezası 1 yıla kadar olursa para cezasına çevrilebilme imkanı vardır. İlk gruptaki suçlardan 1 yıla kadar olanların para cezasına çevrilebilmesi söz konusu iken ikinci gruptakiler için zaten verilen ceza 1 yıldan fazla olacağı için para cezasına çevrilme söz konusu değildir. Öte yandan kaçakçılık suçu ile vergi ziyaına sebebiyet verilmişse vergi ziyaı suçu 3 kat uygulanır. Kaçakçılık suçunda kusursuz sorumluluk esastır. Yani ister bilerek ister bilmeyerek sebebiyet verilsin kaçakçılık cezası kesilir.
Vergi inceleme elemanları tarafından tespit kaçakçılık suçu; vergi dairesinin bağlı bulunduğu defterdarlığın görüşü alınarak Cumhuriyet Savcılığına bildirilir(VUK m.367). Cumhuriyet savcılığı vergi dairesine başvurarak inceleme yapılmasını talep eder(VUK m.367).
2.VERGİ MAHREMİYETİNİ İHLAL SUÇU Ve CEZASI
Vergilendirme işlemlerinde görevli olan memurlar, mükelleflerin bazı özel bilgilerini öğrenmektedirler. Bu memurlar, öğrendikleri mükelleflere ait özel bilgileri, açıklamaları ve üçüncü kişilere söylemeleri vergi mahremiyeti ilksi gereğince yasaktır. Mahremiyetin konuları;mükellef ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine işletmelerine servetlerine veya mesleklerine ilişkin olarak öğrendikleri sırlar ya da gizli kalması gereken diğer hususlardır(VUK m.5).
Vergi mahremiyetine uymak zorunda olanlar; Vergi incelemeleri ile uğraşanlar, Mahkemede görevli olanlar, vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlarda görevli onlalar, Bilirkişiler, belli vergi suçları kendilerine bildirilen kuruluşlar ve bu kuruluşların görevlileridir(VUK m.5).
Ancak; Vergi levhasındaki bilgiler, Gelir ve kurumlar vergisinin ilanı, Beyan edilen verginin kesilen cezanın ve ödenememiş verginin maliye bakanlığı tarafından ilanı, Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenlerin kanunda yazılı meslek kuruluşlarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmamaktadır (VUK m.5).
Vergi mahremiyetini ihlal edenlere verilecek ceza; TCK’ya göre 3 aya kadar hapis cezası verilir. Bu ceza 2 aydan az olamaz. Ayrıca mükellefin haysiyet ve şerefe tecavüz varsa TCK’ye göre 3 aydan üç yıla kadar hapis ile para cezası verilir (VUK m.5).
3. MÜKELLEFİN ÖZEL İŞLERİNİ YAPMA SUÇU VE CEZASI
Vergi işlerinde görevli olan devlet memurları ile vergi mahkemeleri, BİM ve Danıştay’da görevli olanlar, mükelleflerin vergi yasalarının uygulanması ile ilgili hesap yazı ve diğer özel işlerini ücretli de olsa yapamazlar (VUK m.363). Cezası; TCK’ye göre 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Eğer sayılan memurlar, mükelleflerin özel işlerini yaparlarken kaçakçılık suçu cezasını gerektiren bir fiile iştirak ederlerse ceza üç kat uygulanır(VUK m.363-344).
4. KAÇAKÇILIĞA İŞTİRAK SUÇU VE CEZASI
İştirak suçu; bir kişi tarafından işlenilecek bir suçun birden çok kişi tarafından işlenmesidir . VUK, iştirak suçunu sadece kaçakçılık suçu açısından düzenlemiştir. Buna göre(VUK m.360);
i. Ayrı ayrı maddi menfaat gözetilerek kaçakçılık suçu işleyenlerin her birine aynı ceza ayrı ayrı verilir.
ii. Eğer menfaat gözetmeksizin iştirak varsa, menfaat gözetmeyene kaçakçılık cezasının ¼’ü
iii. Eğer bir kişi başkasını kaçakçılığa azmettirmişse, suçu işleyen ceza aynen azmettirene de verilir.
C. VERGİ CEZALARINDA BİRLEŞME
Vergi hukukuna gör öngörülen suçlarda birleşme sadece tek fiille işlenen suçlar için öngörülmüştür. Kaçakçılık suçunun işlenmesinde birleşme yoktur.
Tek fiil ile vergi ziyaı ve usulsüzlük birlikte işlenmişse miktar itibariyle ağır olan kesilir(VUK m.336). Tek fiil ile; ayrı ayrı türden vergi zıyaına (kaybına) neden olunmuş ise her bir fiil için ayrı ayrı vergi zıyaı cezası verilir (VUK m.335).
Ayrı ayrı fiillerle; vergi ziyaı suçu ve usulsüzlük suçu işlenmişse ayrı ayrı ceza kesilir (VUK 367). Ancak I. ve II. derece usulsüzlükler, aynı takvim yılı içinde aynı türden olmak şartıyla birden fazla işlenirse birden fazlasının her biri için, birincisine ait cezanın dörtte biri kesilir(367).
Özel usulsüzlük cezaları ile vergi ziyaı cezası birlikte işlenirse cezalarda birleşme olmaz(VUK m.352).
D.VERGİ SUÇLULUĞUNU ORTADAN KALDIRAN NEDENLER
Bazı durumlar mükellefin suçluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Bu durumların özelliği, mükellefin kendi iradesi dışında bazı sebeplerle suç işlemesi veya mükellefin işlediği suçtan pişman olmasıdır. Vergi suçluluğunu ortadan kaldıran haller; yanılma, mücbir sebepler ve pişmanlık ve ıslahtır . Yanılma ve mücbir sebepler mükellefin istemeyerek suç işlemelerine yol açtıkları için bu durumların varlığı halinde mükellefe ceza kesilmez.
Yanılma; Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların görüş ve kanaatini değiştirmiş veya bu hükme ait bir içtihadın değişmiş olması halleri için söz konusudur.
Pişmanlık ve ıslah durumunda ise, sadece vergi ziyaı ve kaçakçılık cezaları ortadan kalkmaktadır.
VERGİ UYUŞMAZLIKLARININ ÇÖZÜMLENMESİ
A.İDARİ AŞAMA
1. Düzeltme, 2. Pişmanlık Ve Islah, 3. Cezada İndirim, 4.Uzlaşma
B.YARGI AŞAMASI
Vergi uyuşmazlıklarında yetki: Bu kanuna göre vergi uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme:
a) Uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren, zam ve cezaları kesen,
b) Gümrük Kanununa göre alınması gereken vergilerle Vergi Usul Kanunu gereğince şikâyet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine ilişkin işlemlerde; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren,
c) Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasında, ödeme emrini düzenleyen,
d) Diğer uyuşmazlıklarda dava konusu işlemi yapan,
Dairenin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir.
1.Olağan Kanun Yolları
1.1.Vergi Mahkemesinde Dava Açma
Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler.
Vergi dairesi tadilat ve takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı vergi mahkemesinde dava açabilir.
Belediyelerde dava açma yetkisini belediye adına varidat müdürü, olmayan yerlerde hesap işleri müdürü veya o görevi yapan kullanır.
Vergi daireleri Maliye Bakanlığının, (İl özel idareleriyle belediyeler valilerin) muvafakatını almadan vergi mahkemelerinin kararları aleyhine Danıştayda temyiz davası açamazlar
Davanın Konusu
Vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması lazımdır.
Mükellefler beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar. Bu kanunun vergi hatalarına ait hükümleri mahfuzdur.
Danıştay ve Vergi Mahkemelerinde yapılacak duruşmalarda, iddia ve savunmanın gerekli kıldığı hallerde, mahkeme vergi davasına konu olan tarhiyatın dayanağı incelemeyi yapmış bulunan inceleme elemanları ile, mükellefin duruşmada hazır bulundurduğu malî müşaviri veya muhasebecisini de dinler.
Vergi mahkemesinde açılan davalarda yürütme kendiliğinden durur. Dolayısıyla dava devam ettiği sürece vergi ve cezaların tahsil süresi durur.
Ödeme emrine ve ihtiyati tahakkuk ve hacze karşı dava; 7 gün içerisinde açılır.
1.2.Danıştay İlk Derece Mahkemesinde Dava Açma
Þ idarenin genel düzenleyici işlemlerine karşı; 60 gün içerisinde dava açılır.
 bina inşaat metre kare maliyet bedellerine karşı; 15 gün içerisinde
Þ Türkiye Ticaret, Sanayi Odaları ve Ticaret Sanayi Odaları ile Ticaret Borsaları dava açabilirler.
 asgari ölçüde arsa birim değerlerine karşı; 15 gün içinde
Þ dava açılır.
1.3.Bölge İdare Mahkemesine İtiraz
İtiraza Konu Olan Kararlar: İdare ve vergi mahkemelerinin; Tek hâkimle verilen nihaî kararlara, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebilir.
İtiraz Süresi: İdare ve vergi mahkemelerinin verdikleri nihaî kararlara karşı itiraz süresi, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz gündür. İtiraz, temyizin şekil ve usullerine tabidir.
İtirazın Sonucu: Bölge idare mahkemesi, evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeter görürse veya itiraz sadece hukuki noktalara ilişkin ise veya itiraz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi halde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan itirazı haklı bulduğu veya davaya görevsiz hakim tarafından bakılmış olması hallerinde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir, bölge idare mahkemesinin bu kararları kesindir.
Bölge idare mahkemesinin kararları kesindir; temyiz yoluna başvurulamaz.
İtiraza konu edilen kararı veren ya da karara katılan hâkim, aynı davanın itiraz yoluyla bölge idare mahkemesince incelenmesinde bulunamaz
1.4.Danıştay’da Temyiz
Temyize Konu Olan Kararlar; Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararları, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda temyiz edilebilir.
Temyiz Süresi: Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gündür.
2.Olağanüstü Kanun Yolları
2.1.Kanun Yararına Bozma
Hangi kararlar için istenebilir; Bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler için istenebilir.
Kim tarafından istenebilir; ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabilir.
Süre ne kadardır; süre şartı yoktur. Her zaman istenebilir.
Sonucu nedir; Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz. Bozma kararının bir örneği ilgili bakanlığa gönderilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.
2.2.Kararın düzeltilmesi
Karar Düzeltmesine Konu Olan Kararlar: Danıştay dava daireleri ve İdarî veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar ile bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında istenebilir. Karar düzeltme talebi; bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen on beş gün içinde karar aleyhine sonuçlanan tarafça istenebilir.
Karar düzeltme talebinde bulunabilmenin şartları;
 Kararın esasına etkisi olan
Þ iddia ve itirazların, kararda karşılanmamış olması,
 Bir kararda birbirine
Þ aykırı hükümler bulunması,
 Kararın usul ve kanuna aykırı bulunması,
Þ
Þ Hükmün esasını etkileyen belgelerde hile ve sahtekârlığın ortaya çıkmış olması
Karar Düzeltme Talebinde Bulunulacak Merci; Karar düzeltme talebine konu olan kararı veren mahkemeden istenir. Kararın düzeltilmesi istekleri esas kararı vermiş olan daire, kurul ve bölge idare mahkemesince incelenir. Dosyanın incelenmesinde tetkik hâkimliği yapanlar, aynı konunun düzeltme yoluyla incelenmesinde bu görevi yapamazlar.
2.3.Yargının Yenilenmesi
Yargının yenilenmesini gerektirecek durumlar; Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
 Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya
F lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
 Karara esas
F olarak alınan belgenin sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
 Karara esas olarak alınan bir
F ilâm hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,
F Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,
 Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile
F kullanmış olması,
 Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın
F görülüp karara bağlanmış bulunması,
 Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya
F hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,
 Tarafları, konusu ve sebebi
F aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması.
F Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.
Yargılamanın yenilenmesinde yetkili mercii; Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır.
Yargılamanın yenilenmesi süresi; genel başvuru süresi 60 gündür. Sadece bir durum için 10 yıl, bir durum için ise 1 yıldır. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanır.
10 yıl olan durum; Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması
1 yıl olan durum Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması halinde bir yıldır. Süre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıldır.
KAMU ALACAKLARININ CEBREN(ZORLA) TAHSİLİ
1.Kamu Alacağının Vadesinde Ödenmemesi Durumunda Yapılacak İşlemler
Ödeme Emri Gönderilmesi ve Mal Bildiriminde Bulunma İstemi
Kesinleşmiş bir kamu alacağının vadesinde ödenmemesi durumunda, mükellefe ödeme emri gönderilir ve mal bildiriminde bulunması istenir. Cebri tahsilin yapılabilmesi için öncelikle ödeme emrinin gönderilmiş olması ve borçlunun borcunu ödeme süresi geçtiği halde hala ödememiş olması gerekmektedir.
Ödeme emri; kesinleşmiş bir kamu alacağının vadesinde edinmemesi durumunda gönderilir( 6183 s. K. M. 55). Ödeme emri borçluya, kanuni temsilciye, müşterek borçluya, limited şirket ortağına ve yed-i emine gönderilir.
Ödeme emrinin tebliği VUK hükümlerine göre öncelikle borçlunun bilinen adresine yapılır. Adres bilinmiyorsa veya değişmişse ilan yoluyla tebliğ yapılır.
Ödeme emrine itiraz: ödeme emrine itiraz, ödeme emrine muhatap olan kişi tarafından vergi mahkemesinde dava açma şeklinde yapılır( 6183 s. K. M. 58). Süre 7 gündür. Şu üç gerekçe ortaya atılarak itiraz yapılır; 1. BORCUN OLMADIĞI, 2. BORCUN ZAMANŞIMINA UĞRADIĞI, 3. BORCUN KISMEN ÖDENDİĞİ gerekçeleri ileri sürülerek itiraz edilir.
Ödeme emrine karşı açılan davalarda teminat gösterilmek şartıyla mahkeme kararı sonuçlanana kadar takip işlemleri durur. Ayrıca mal bildirimi gerekmez. Mahkeme kararını itiraz edilen tarihten itibaren 7 gün içinde sonuçlandırmak zorundadır.
2.Kamu Alacağının Cebren Tahsil Şekilleri (6183 s. K. m.54)
1.Teminatın Paraya Çevrilmesi (m.56)
Gönderilen ödeme emrine rağmen borçlu borcunu ödememişse, 7. gün dolduktan sonra borçlu tarafından gösterilen teminat paraya çevrilir. Borca yetecek kadarı alınır, gerisi borçluya iade edilir. Teminat paraya çevrilirken, idare borçlunun mağduriyetini de önleyecek şekilde davranmak zorundadır.
2.Kefil Takibi((m. 56)
Kefilin takip edilmesi, teminatın paraya çevrilmesindeki prosedürlere tabidir.
3.Haciz
Haciz, borçlunun mallarına, haklarına ve alacaklarına el konulmasıdır. Borçlu ödeme emrine rağmen borcunu ödememişse hacze gidilir. bir kamu idaresi alacağı için borçlu nezdinde hacze gitmişse bu hacze aynı borçludan alacağı olan başka kamu idaresi de katılabilir. Bu durumda önce katılan alacağını öncelikle tahsil eder. Haciz borçluya ait olup borçlunun bizzat kendisinde ve üçüncü kişilerde bulunan malları için yapılır.
Haczin yapılışı; Haciz, düzenlenen haciz varakasına göre yapılır(m.64/2). Bu belge mahallin en büyük memurunca imzalanır.
Hacze itiraz; Hacze karşı vergi mahkemelerinde dava açılabilir. Bu dava yürütmeyi durdurmaz. Ayrıca yürütmeyi durdurma talebinde bulunmak gerekir.
Hacze Karşı İstihkak Davası: haciz sırasında borçlunun dışında üçüncü kişilere ait olan malların da yanlışlıkla borçlununmuş gibi haczedilmesi muhtemeldir. Bu durumlarda, mal sahibi haczin kaldırılması için istihkak davası açabilir. İstihkak iddiası sadece borçlu veya mal sahibi olan üçüncü kişi tarafından ileri sürülebilir. İstihkak iddiasına alacaklı tahsil dairesi 7 gün içinde cevap verir. Reddederse 7 gün içinde istihkak davası açılır. Yetkili mahkeme haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu yerdeki sulh hukuk veya asliye hukuk mahkemesidir. Dava açmak yürütmeyi durdurmaz. Ayrıca yürütmeyi durdurma talebinde bulunmak gerekir.
4.Borçlunun İflasının İstenmesi
Zorla tahsil yöntemlerinin sonuncusu borçlunun iflasının istenmesidir. Sadece tacirler, tacir sayılanlar ve özel kanunlara göre tacir olmadıkları halde iflasa tabi olanlar takip edilebilir . İflasın istenebilmesi için öncelikle borçlunun bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesinde dava açılır.


KAMU ALACAĞINI GÜVENCE ALTINA ALMA YÖNTEMLERİ


1.MAL BİLDİRİMİNDE BULUNMA


2.İHTİYATİ HACİZ


3.İHTİYATİ TAHAKKUK


4.SORUMLULUK MÜESSESESİ


5.İPTAL DAVASI AÇMA


6.KAMU ALACAKLARINDA RÜCHAN HAKKI

BU NOTLAR HAZIRLANIRKEN AŞAĞIDAKİ KAYNAKLARDAN YARARLANILMIŞTIR.
1. AHMET KUMRULU-MUALLA ÖNCEL-NAMİ ÇAĞAN: Vergi Hukuku, Gözden Geçirilmiş Ve Yenilenmiş 6.Bası, TURHAN KİTABEVİ, EKİM 1998
2. SADIK KIRBAŞ; Vergi Hukuku, 15.BASKI SİYASAL KİTABEVİ, ARALIK 2003
3. 213 Sayılı VERGİ USUL KANUNU
4.193 Sayılı GELİR VERGİSİ KANUNU
5. 6183 SAYILI KANUN
6. 2575 Sayılı DANIŞTAY KANUNU
7. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
8.2576 Sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri Ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu Ve Görevleri Hakkında Kanun
9.BİNNUR ÇELİK, kamu alacaklarının takip ve tahsil hukuku, İMAJ YAYINCILIK ANKARA 2000
10.NURETTİN BİLİCİ, Vergi Hukuku, YARGI KİTABEVİ, ANKARA 2005
11.ŞÜKRÜ KIZILOT, Vergi İhtilafları ve Çözüm Yolları, YAKLAŞIM YAYINLARI, ANKARA 2005

 
 
  Bugün 13 ziyaretçi (59 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol